Osmanlı’nın ilk kaptan-ı deryası
KARA MÜRSEL ALP
Güzel ilçemize adını veren Kara Mürsel Alp’in yazdığı kahramanlık destanı, yüzyıllar boyunca kuşaktan kuşağa aktarılarak günümüze kadar ulaştı.
Doğum tarihi de nerede doğduğu da kesin olarak bilinmiyor ama yüzyıllardır, ilçemizin tam kalbinde bulunan ebedi istirahatgahında huzurla körfezin masmavi sularını izliyor. Karamürsel’e adını veren, Türk denizciliğinin atası, Osmanlı Devleti’nin ilk amirali Kara Mürsel Alp, ilçemizin gururu ve en büyük sembolü… Peki, bu büyük Türk denizcisi hakkında yeteri kadar bilgiye sahip miyiz? İsterseniz gelin, tarihe kısa bir yolculuk yapalım; Kaptan-ı Derya Kara Mürsel Alp’i biraz daha yakından tanıyalım.
AKÇAKOCA’NIN YİĞİTLERİNDEN
Biraz önce de bahsettiğimiz gibi Kara Mürsel Alp’in doğum yeri ve yılı bilinmiyor… Geçmişine dair bilinen en önemli noktalardan biri, 14’ncü yüzyılda yaşamış olan kaptan-ı deryanın asıl isminin ‘Mürsel’ olduğu. ‘Kara’ lakabı, gösterdiği kahramanlıklardan dolayı, kendisine Orhan Gazi tarafından verilmiş ve ismi günümüze ‘Karamürsel’ olarak gelmiş. Ayrıca Kara Mürsel Alp’in; Kocaeli’nin kurucu beyi olan büyük savaşçı Akçakoca’nın aşiretinden ve onun yetiştirdiği yiğitlerden birisi olduğu da hakkındaki bilgiler arasında.
İLK KAPTAN-I DERYA
Kara Mürsel Bey, denizlerle gençlik çağlarında tanıştı. Önce, güçlü bir deniz kuvvetine sahip olan Karasi Beyliği'nin donanmasında görev yapan Kara Mürsel Bey, bu beyliğin Osmanlı hakimiyetine geçmesiyle Osmanlı Devleti’ne hizmet etmeye başladı ve gösterdiği başarılarla Osmanlı’nın ilk kaptan-ı deryası sıfatını kazandı. Hayatı boyunca, donanmanın kurulması ve gelişmesi için büyük gayret gösteren Kara Mürsel Alp; İzmit Körfezi’nin güney kıyılarını alarak Osmanlıların buraya yerleşmesini sağladı.
BÖLGE DÜŞMANDAN TEMİZLENDİ
Kara Mürsel Alp’in kahramanlık hikayesi, Osmanlı devletinin İzmit Körfezi’nde bir donanmaya ihtiyaç duymasıyla başlar. O dönemde, Bursa ve çevresi, Osmanlı devleti tarafından alınmıştır ancak Bizans kuvvetlerinin İzmit Körfez’ndeki hakimiyeti batıya ilerlenmesini engellemektedir. Osmanlı devleti, bir deniz kuvveti oluşturmak için dönemin en güçlü denizci beyliği olan ve Edincik Koyu’nda bir tersanesi bulunan Karesi Beyliği’nden yardım ister. Karesi Beyliği’nin en iyi denizcilerinden birisi olan Mürsel Alp kumandasındaki 24 parça gemiyi mürettebatıyla beraber Orhan Bey’in emrine verir.
İLK DONANMAYI KURDU
Kara Mürsel Bey ve silah arkadaşları, şu anda Pazar Köyü’nün bulunduğu yere yerleşir ve Osmanlı devletinin ilk donanmasını oluşturacak tersane Armutçuk limanına kurulur. Kara Mürsel Alp burada, kendisinin tasarladığı hafif ve hızlı giden gemiler inşa ederek bir donanma meydana getirir; mürettebatını da en güçlü, gözü pek ve mert gençler arasından seçer. Mürettebatını eğitime tabi tutarak donanmasını daha da güçlendiren kaptan-ı derya, 5 parça gemiden oluşan bu donanmayı bizzat kendisi komuta eder.
BİZANS’I GAFİL AVLADI
Böylece ilk Osmanlı donanması kurulmuş olur. Bu tersanede yapılan ilk beş gemi Osmanlı denizciliğinin başlangıcı olur ve Yalova bu ilk filo yardımıyla fethedilir. Rivayet odur ki Kara Mürsel Alp’in donanması bir sabah gün doğmadan, Bizans gemilerinin forsunu çekerek denize açılır. En öndeki gemide yerini alan Kara Mürsel Alp, rotasını direk olarak düşman gemilerinin üzerine çevirir. Bizans forsuyla yaklaşan gemileri kendilerinden zanneden Bizans donanmasını gafil avlayan kaptan-ı derya ve yiğit mürettebatı, kısa zamanda düşmanı alt ederek 5 gemiyi zapt eder.
ÖNEMLİ ROL OYNADI
Bu başarının neticesinde dönemin geleneğine uygun olarak, kıyıların korunması şartıyla bölge Kara Mürsel ve arkadaşlarına verilir. Kara Mürsel Alp’in İzmit Körfezi’nin ele geçirilmesi amacıyla kurduğu donanma, aynı zamanda Akçakoca’nın Kandıra ve İzmit çevresini fethetmesine de büyük katkı sağlar. Körfezin girişini tutarak Bizans’tan İzmit’e deniz yoluyla gelecek yardımları kesen Kara Mürsel Alp, İzmit’in kısa sürede alınmasında önemli rol oynar. Kaptan-ı derya ayrıca, Trakya ve Ege’ye ulaşmak isteyen Osmanlı devletinin amacına ulaşması için Dil Burnu-Hersek arasında deniz saldırı karakolları yaptırarak Marmara Denizi’ni kontrolü altında tutar; Bizans’ın batı yönünde ilerlemesini engeller.
FIRTINA GİBİ ESTİ
Donanmasıyla Kocaeli cephesinin gerisine çıkarma yaparak; Orhan Gazi’nin Bizans imparatoru Andronikos ile yaptığı Pelekanon Savaşı'nın kazanılmasında da büyük rol oynayan Kara Mürsel Alp, kendi adını taşıyan ‘Karamürsel’ tipi gemilerden oluşan donanmasıyla Marmara Denizi’nde yıllarca fırtına gibi eser. Tüm hayatını Osmanlı devletine ve donanmasına adayan, yaşamı boyunca pek çok başarıya imza atan ve yazdığı kahramanlık destanı yüzyıllar boyunca kuşaktan kuşağa aktarılarak günümüze kadar ulaşan Kaptan-ı Derya Kara Mürsel Alp, 1329 tarihinde vefat eder.
KABRİ KARAMÜRSEL’DE
“Vefat edince beni öyle bir yere defnedin ki sırtım dağlara dayansın, kucağıma deniz gelsin. Böylece daima donanmamı göreyim” şeklindeki vasiyeti yerine getirildi; büyük deniz amirali, Karamürsel’de tam da kurduğu tersanenin arkasına denk gelen noktaya defnedildi. Vefatından yüzyıllar sonra, Kara Mürsel Alp’in anıt mezarı Karamürsel Belediyesi tarafından yaptırılarak 4 Temmuz 1976 tarihinde ziyarete açıldı. Osmanlı tarihinin ilk kaptan-ı deryası, hala donanmasıyla destan yazdığı Karamürsel’de huzur içinde uyuyor.